G20 Bakanlar ve Merkez Bankası Başkanları toplantısı Bildirgesi
Bildirge
– İngilizce Orijinalinin Gayriresmî Tercümesidir – G20 Bakanlar ve Merkez Bankası Başkanları Toplantısı
9-10 Şubat 2015
- Bazı büyük ekonomilerdeki olumlu büyüme ve istihdam görünümünü memnuniyetle karşılıyoruz. Ancak, küresel ekonomide büyüme dengesiz devam etmekte olup; avro bölgesi ve Japonya başta olmak üzere, bazı gelişmiş ekonomilerde toparlanma devam etmekte olsa da ilerleyişi yavaştır. Son dönemdeki hız kaybına rağmen, düşük gelirli gelişmekte olan ülkelerdeki ekonomik büyüme güçlü bir şekilde devam ederken; ülke ve bölgelere göre önemli oranda değişmekle birlikte, bazı yükselen piyasa ekonomileri ise yavaşlamaktadır. Bazı ülkelerde, potansiyel büyüme azalmakta, talep zayıf seyrini sürdürmekte, olumsuz istihdam görünümü devam etmekte ve gelir adaletsizliği artmaktadır. Ayrıca, küresel ticaret büyümesi kriz öncesi ortalamasına kıyasla hâlâ düşüktür. Bu çerçevede, bu zorlukların üstesinden gelerek; Liderlerimizin güçlü, sürdürülebilir ve dengeli büyüme hedefine ulaşma taahhüdünü yerine getirme, istihdam oluşturma ve kapsayıcılığı artırma hususlarında kararlıyız.
- Hem arz hem de talep etkenlerini yansıtan petrol fiyatlarındaki keskin düşüşün, ülkelere göre sonuçları farklı olmakla birlikte, küresel büyümeye bir miktar katkı sağlayacağını not ediyoruz. Söz konusu düşüş özellikle, petrol ithal eden ülkelerde satın alma gücünü artıracak ve geçici de olsa enflasyon üzerinde aşağı yönlü bir baskı oluşturacaktır. Bununla birlikte, petrol fiyatlarındaki belirsizlik devam etmektedir. Bu nedenle, emtia piyasalarındaki gelişmeleri ve bunların küresel ekonomiye etkilerini yakından izlemeye devam edeceğiz.
- Bazı gelişmiş ekonomilerde, zayıf büyüme ve süregelen talep zayıflığının yanı sıra gözlenen uzun süreli düşük enflasyon, kalıcı durgunluk riskini artırabilir. Bu itibarla, para ve maliye politikalarımızı gözden geçirmeye devam edecek ve gerektiğinde kararlılıkla harekete geçeceğiz.
- Merkez Bankalarının görev tanımları ile tutarlı olarak, hâlihazırdaki ekonomik koşulların bazı ekonomilerde genişletici para politikalarını gerektirdiği hususunda anlaştık. Bu bağlamda, merkez bankalarının uygun para politikası eylemleri almış olmalarından memnuniyet duyuyoruz. Avrupa Merkez Bankası’nın yakın zamanda aldığı politika kararı, fiyat istikrarı görevini yerine getirmeyi hedeflemekte olup, avro bölgesindeki toparlanmayı daha da destekleyecektir. Ayrıca, büyüme görünümleri daha iyi olan bazı gelişmiş ekonomilerin, politika normalleşmesine izin verecek koşullara daha da yakınlaştıklarını not ediyoruz. Farklılaşan para politikası uygulamalarının ve artan finansal piyasa oynaklığının olduğu bir ortamda, politika düzenlemeleri, olumsuz yayılma etkilerini en aza indirmek için dikkatli bir şekilde ayarlanmalı ve açık bir iletişim politikası izlenmelidir.
- Maliye politikası, piyasalarda güven oluşturma ve yurtiçi talebi desteklemede önemli bir role sahiptir. Maliye politikalarının, ekonomik büyümeyi ve istihdam oluşturulmasını desteklemek için kısa vadeli ekonomik koşulları dikkate alarak, esnek bir şekilde uygulanmasına ve aynı zamanda kamu borcunun GSYH’ye oranının sürdürülebilir bir patikaya oturtulmasına ilişkin Liderlerimizin aldığı kararın gereğini yerine getireceğiz. Cairns’te kamu maliyesi stratejilerimizin büyümeye olan katkısını artırmak için, kamu harcamaları ile vergilerin kalite ve bileşiminde yapılabilecek değişiklikleri değerlendirmeye karar vermiştik. Bu kapsamda, düşen petrol fiyatlarının bazı ülkelere, kamu maliyesi politikalarını tekrar değerlendirmeleri konusunda bir fırsat sağlayacağını not ediyoruz. Düşen petrol fiyatlarını, verimsiz fosil yakıt sübvansiyonlarını daha da azaltarak iyi hedeflenmiş transfer ve yatırımlarda kullanan ülkelerin bu eylemlerini not ediyoruz.
- G20’nin makroekonomik ve yapısal politikaların etkili bir şekilde uygulanması ve iletişimi vasıtasıyla küresel ekonomide güveni artırma ve kırılganlıkları azaltmada sahip olduğu önemli rolün farkındayız. Bu amaçla, küresel ekonomideki temel risk senaryolarını değerlendirmeye ve teyakkuzda olmaya devam edeceğiz. Finansal akımlardaki muhtemel dalgalanmalara karşı sağlam makroekonomik politikaların, yapısal reformların ve güçlü ihtiyati çerçevelerin taşıdığı rolün farkındayız. Yurtiçi politikalarımızdan kaynaklanan yayılma etkilerini yönetmek için de G20 ülkeleri olarak işbirliği içerisinde olacağız. Daha önce vermiş olduğumuz döviz kuruna ilişkin taahhütlerimize bağlı kalacak ve korumacılığa karşı çıkacağız.
- Brisbane’de Liderlerimiz, Sydney’de belirlediğimiz büyüme hedefimize ulaşmak ve güçlü, sürdürülebilir ve dengeli büyümenin önündeki engellerin üstesinden gelmek için kapsamlı büyüme stratejilerini açıklamışlardı. Büyüme stratejilerimiz, büyüme potansiyelimizi yükseltmek için kritik öneme sahip olan ve yatırımı, istihdamı, işgücüne katılım oranını, ticareti ve rekabetçiliği artırmayı hedefleyen çok sayıda makroekonomik ve yapısal reform taahhüdünü içermektedir. Büyüme stratejilerimizi gözden geçirerek, değişen koşullar altında uygunluklarını temin edeceğiz. Dış dengesizlikleri azaltmaya yönelik olanlar da dâhil olmak üzere, hedeflerimize ulaşmak için, büyüme stratejilerimizi etkili ve zamanlı bir şekilde uygulamaya kararlıyız. Gelir eşitsizliğini gidermeyi amaçlayan politikaların da aralarında olduğu bir dizi adımla, büyümenin kapsayıcı olması için çalışacağız. Bu itibarla, taahhütlerimizin uygulanmasından birbirimizi sorumlu tutacağımız ve ortak büyüme hedefimiz doğrultusunda kaydedilen ilerlemeleri takip edeceğimiz güçlü bir çerçeve geliştirmeye karar verdik. Büyüme stratejilerimizin tamamını uygulamayı taahhüt etmekle birlikte, büyüme üzerinde en fazla etkili olan taahhütlere odaklanarak izleme mekanizmamızı güçlendireceğiz. Büyüme stratejilerimizin uygulanmasına ilişkin ilk hesap verilebilirlik raporumuzu Antalya Zirvesinde sunacağız.
- Ülkelerimizdeki yatırımları, müşterek büyüme hedefimizi de destekleyecek somut ve iddialı yatırım stratejileriyle artırmayı taahhüt ediyoruz. Bu stratejiler iş ortamını iyileştiren ve finansal aracılığı kolaylaştıran politika tedbirleri setini de içerecektir. Ayrıca, çok taraflı kalkınma bankalarını, altyapı dâhil olmak üzere yatırımlar için kaynaklarını ve tecrübelerini harekete geçirmeye ve bilançolarını optimize etmeye çağıracağız. Özel sektörün daha fazla katılımını cezbetmek amacıyla, kamu yatırım süreçlerinin kalitesini geliştirme, güvenilir proje sayısını artırma ve KÖİ (kamu-özel sektör işbirliği) modellerini geliştirme yöntemlerini teşvik etmeyi sürdüreceğiz. Düşük gelirli gelişmekte olan ülkelerin altyapı ihtiyaçlarını karşılamak için proje planlamasını güçlendirecek politika tedbirlerinin önemini de vurgulayacağız. KOBİ’lerin finansman şartlarının ve yatırım ortamının iyileştirilmesine özel bir vurgu yapacağız. Kurumsal yatırımcılardan uzun vadeli finansman teminini kolaylaştırmaya ve menkul kıymetleştirme dâhil, piyasa tabanlı finansman kaynaklarını teşvik etmeye çalışmaktayız. Altyapının bir varlık sınıfı olarak geliştirilmesi amacıyla şeffaf, varlığa dayalı finansman yapılarını da içeren yeni finansman modellerinin rolünün artmasını destekleyeceğiz. Bilgi paylaşım platformu kurulumu, veri eksikliklerinin giderilmesi ve altyapı projeleri için konsolide edilmiş bir veri tabanı geliştirilmesi gibi adımlar yoluyla Küresel Altyapı Girişimi’nde belirtilen hedeflerimize ulaşmamızda katkı sağlayacak Küresel Altyapı Merkezi’nin hızlıca faaliyete geçmesini bekliyoruz.
- 2010 yılında uzlaşılan IMF kota ve yönetim reformlarında ve kota formülünü de içerecek şekilde 15. Genel Kota Gözden Geçirmesinde süregelen gecikmeden ötürü duyduğumuz derin hayal kırıklığı devam etmektedir. Bu reformların IMF’nin itibarı, meşruiyeti ve etkinliği için öneminin farkındayız ve en çabuk şekilde uygulanmalarının IMF’ye yönelik en büyük önceliğimiz olmayı sürdürdüğünü teyit ediyoruz. ABD’yi, 2010 reformlarını mümkün olan en kısa sürede uygulaması için teşvik etmeye devam ediyoruz. Brisbane’de Liderlerimiz tarafından talep edildiği üzere IMF, ilerleyen süreçteki adımlara yönelik seçenekler üzerinde tartışmaları başlatmıştır. Üzerinde uzlaşılacak seçeneğin, 2010 reformlarının tamamen uygulanmasına yönelik anlamlı bir ara adım oluşturması ve 2010 reformlarının ikamesi olarak görülmemesi gerektiğini kabul ediyoruz. IMF’ye, seçenekler üzerindeki çalışmasını Nisan ayındaki tartışmalar için ilerletmesi çağrısında bulunuyoruz. Sistemik yükümlülüklerini yerine getirebilmesi için IMF’nin, yeterli kaynaklara sahip olması ile güçlü ve kota tabanlı yapısının sürdürülmesi yönündeki taahhüdümüze bağlıyız. Bu yıl IMF’nin, beş yıllık SDR gözden geçirmesini tamamlamasını da bekliyoruz.
- Finansal reform gündeminin tamamlanması hususunda önemli aşamalar kaydettik ve kalan temel unsurları da bu yıl tamamlamayı taahhüt ediyoruz. Bu kapsamda, atılması gereken kritik adımlardan biri de batamayacak kadar büyük sorununun çözümüne yönelik olarak, özellikle küresel sistemik önemi haiz bankaların toplam zarar karşılama kapasitelerine yönelik ortak uluslararası standardın, yükselen piyasalardaki bankalara etkilerini de içeren, özenli bir sayısal etki analizinin tamamlanmasının ardından Antalya Zirvesi’ne kadar nihai hale getirilmesidir. Banka ve sigorta şirketleri dışındaki sistemik önemi haiz finansal kuruluşların belirlenmesine ilişkin yönteme, 2015 yılının sonuna kadar son halini verecek ve akabinde uygulanacak politika tedbirlerini tasarlayacağız. Üzerinde anlaşmaya varılmış reformların tam, zamanında ve tutarlı olarak uygulanmasının öneminin farkındayız. Özellikle, Etkin Çözümleme Rejimlerinin Temel İlkeleri’nin, finansal sektörün, iflası halinde sistemik soruna sebep olabilecek tüm alanlarına uygulanmasını taahhüt ediyoruz. Düzenlemelerin daha etkili olabilmesi adına, özellikle çözümlemede ve hızlı uygulamaya ihtiyaç duyulan tezgâh- üstü türev ürün piyasaları reformları alanlarında sınır ötesi işbirliğini geliştireceğiz. St. Petersburg Bildirgesi ile belirlenen çerçevede makul görüldüğü takdirde, ülkeleri, birbirlerinin düzenlemelerini esas almaları yönünde teşvik ediyoruz. Finansal İstikrar Kurulu’nun (FSB), finansal düzenlemeler reformunun etkileri ve uygulanma sürecine değinen yıllık raporunu bekliyoruz. FSB’ye, birçoğu bankacılık sektörünün dışında kalan alanlardan kaynaklanan yeni ve tedricen gelişen finansal riskleri izlemeye devam etmesi için çağrıda bulunuyoruz. Bu bağlamda, gölge bankacılığın gözetim ve düzenlenmesinin daha fazla geliştirilmesi için, dayanıklı piyasa tabanlı finansmanın sağlanmasına tehdit oluşturabilecek sistemik risklere cevap vermek üzere, Brisbane’de kabul edilen güncellenmiş gölge bankacılık yol haritasını uygulayacağız. Piyasa suiistimalinden olduğu kadar, yakın dönemde finansal kurumların çeşitli müşteri gruplarına yönelik faaliyetlerini sonlandırmalarından veya kısıtlamalarından da endişe duymaktayız. Bu gelişmeleri, finansal tabana yayılma ve finansal istikrar üzerindeki muhtemel etkilerini dikkate alarak yakından izleyeceğiz.
- G20/OECD Matrah Aşınması ve Kar Kaydırma (BEPS) Projesi’ne tam desteğimizi yineleyerek, uluslararası vergi kurallarının modernleştirilmesi yoluyla sınır-ötesi vergiden kaçınma eylemleriyle mücadeledeki kararlılığımızı göstermek istiyoruz. BEPS Eylem Planı’nda yer alan temel çıktıları yıl sonuna kadar tamamlayacağız. Vergi anlaşmaları ile ilgili BEPS önlemlerinin uygulanmasını düzenleyen çok taraflı bir aracın geliştirilmesine yönelik direktifi onaylıyoruz. Sınır-ötesi vergi kaçırmaya engel olmak için, vergide şeffaflığın güçlendirilmesi yönündeki taahhüdümüzü de tekrar teyit ediyoruz. Talebe dayalı bilgi değişimi konusunda, tüm yetki bölgelerini, Küresel Forum standartlarıyla tam uyuma ve Vergi Konularında Karşılıklı İdari Yardımlaşma Sözleşmesi’ne katılmaya çağırıyoruz. Daha önceden üzerinde uzlaştığımız takvim çerçevesinde otomatik bilgi değişimine (AEOI) başlamak için gerekli yasal düzenlemelerin tamamlanmasına çalışacağız. Yeni standardın küresel ölçekte tam olarak uygulanmasını bekliyor ve AEOI’nin, finansal merkezler de dâhil olmak üzere, bütün ülkelerce uygulanabilir kılınmasına ilişkin taahhüdümüzü tekrarlıyor ve pilot projeleri destekliyoruz. Gelişmekte olan ülkelerin BEPS Eylem Planı’na doğrudan katılımlarını memnuniyetle karşılıyor, kaygılarının dikkate alınmasını sağlayarak bu ülkeler için uygulamanın zamanlamasının diğer ülkelerden farklı olabileceğini not ediyoruz. Gelişmekte olan ülkelerin, BEPS eylemlerini uygulamalarına yardımcı olacak araç seti hazırlıklarına ilişkin gelişmeleri de yakından takip edeceğiz. Gelişmekte olan ülkelerin kapasitelerinin artırılmasını desteklemeye devam edeceğiz. Ayrıca, Gerçek Yararlanıcının Şeffaflığı Konusundaki G20 Üst Düzey İlkeleri’ni de uygulayacağız.
- Terörist faaliyetlerin toplumlarımız ve ekonomilerimiz üzerindeki etkilerini dikkate alarak, iş birliğimizi derinleştirmeyi taahhüt ediyoruz ve ülkeleri, özellikle bilgi değişimi ve terörist varlıkların dondurulması konularında ilgili uluslararası standartlara uyumlarını hızlandırmaya davet ediyoruz.
- 2015 yılı Temmuz ayında Etiyopya’nın Addis Ababa kentinde gerçekleştirilecek olan Üçüncü Uluslararası Kalkınmanın Finansmanı Konferansı’ndan, 2015 sonrası kalkınma gündeminin uygulanmasına yönelik başarılı bir sonuç elde edilmesini bekliyoruz.
- Ebola krizinden etkilenen ülkelerin, krizin ekonomik sonuçları ile başa çıkmasına yardımcı olma ve ileride gerçekleşebilecek küresel sağlık krizlerine yönelik risk yönetimi becerilerini artırma yolunda uluslararası kuruluşların kaydettiği ilerlemeyi memnuniyetle karşılıyoruz. Özellikle de, IMF’nin oluşturduğu Felaket Etkilerini Sınırlandırma ve Giderme Fonu ile Dünya Bankası Grubu’nun Salgın Hastalık Acil Durum İmkânı oluşturma yönünde sağladığı ilerlemeyi memnuniyetle karşılıyoruz.
Ek
G20 Bakanlar ve Merkez Bankası Başkanları Toplantısı
9-10 Şubat 2015
Alınan Raporlar
G20 Bakanlar ve Merkez Bankası Başkanları Toplantısı öncesi aşağıdaki raporların teslim edilmesini memnuniyetle karşılıyoruz, Şubat 2015:
IMF Gözetim Raporu, Şubat 2015.
OECD Büyümeye Doğru Raporu, Şubat 2015.
IMF, Başkan’ın Mektubu ile G20 ve IMFC Raporu, Şubat 2015
OECD Genel Sekreterliği’nin, G20 Bakanları ve Merkez Bankası Başkanlarına Yönelik
Raporu, Şubat 2015.
Finansal Reformlar – Kriz Sonrası Gündemin Tamamlanması ve İlerleyen Dönem, Finansal
İstikrar Kurulu Başkanı’nın G20 Bakanları ve Merkez Bankası Başkanlarına Mektubu, Şubat
2015
G20/OECD Uzun Vadeli Yatırımların Finansman Stratejileri ve Kurumsal Yatırımcılara Yönelik Gönüllü Kontrol Listesi Toplulaştıma Çalışması Sonuçları, G20 Maliye Bakanları ve Merkez Bankası Başkanlarına İletilen OECD İlerleme Raporu, Şubat 2015
KOBİ ve Girişimcilik Finansmanına Yeni Yaklaşımlar: Araç Çeşitliliğinin Genişletilmesi, G20 Maliye Bakanları ve Merkez Bankası Başkanlarına İletilen OECD Raporu, Şubat 2015
KOBİ’lerin Banka Dışı Sistemden Borçlanmaları: Menkul Kıymetleştirme, Tahvil ve Tahsisli Satış Modellerinin Rolü, G20 Maliye Bakanları ve Merkez Bankası Başkanlarına İletilen OECD Raporu, Şubat 2015
Kurumsal Yatırımların Sürdürülebilir Enerji Alanında Harekete Geçirilmesine Yönelik Kanalların Belirlenmesi, G20 Maliye Bakanları ve Merkez Bankası Başkanlarına İletilen OECD Raporu, Şubat 2015
Atılacak Adımlar
Büyüme stratejilerimizde verilen taahhütler arasından, büyüme etkisi en fazla olan taahhütlerin belirlenmesi için IMF, OECD ve Dünya Bankası’nın bizimle birlikte çalışmasını istiyoruz.
Büyüme Çerçevesi Çalışma Grubu’nun 2. toplantısı esnasında, büyüme stratejilerimizin modelleme yöntemi üzerine yapılacak seminere IMF ve OECD’nin katılım sağlamasını istiyoruz.
Antalya Zirvesi’ne kadar, OECD’nin, diğer uluslararası kuruluşlar ile birlikte, G20 ülke yatırım stratejilerinin analizi ve altyapı dâhil yatırımların artırılmasına yönelik müşterek bir hedef oluşturulması hususlarında bizlere yardımcı olmalarını talep ediyoruz.
IMF ve OECD’den, görev yönergelerini dikkate alarak, BIS ve FSB’nin de katkılarıyla, hem makro-ihtiyati hem de sermaye hareketlerinin yönetimi amaçlarını aynı anda barındıran
tedbirlere ilişkin yaklaşımlarıyla ilgili ilave bir çalışma gerekliliğini Nisan Toplantımıza kadar değerlendirmelerini istiyoruz.
G20/OECD Kurumsal Yatırımcılar ve Uzun Vadeli Finansman Görev Gücü tarafından hazırlanacak Uzun Vadeli Yatırımların Finansmanı Stratejileri ve Kurumsal Yatırımcılara Yönelik Kontrol Listesi raporunun Nisan ayındaki toplantımıza kadar tamamlanmasını bekliyoruz.
10 Nisan 2015 tarihinde İstanbul’da gerçekleştirilecek olan Kurumsal Yönetime ilişkin G20/OECD Yüksek Düzeyli Yuvarlak Masa Toplantısı’nda, kurumsal yönetim ilkelerine ilişkin taslak revizyonların tartışılmasını bekliyoruz. Akabinde, revize ilkelerin, KOBİ’lerce uygulanmasına yönelik analizleri de içeren bir rapor ile birlikte Zirve’ye taşınabilmesi amacıyla, Eylül toplantımıza kadar bize sunulması konusunda OECD’ye çağrıda bulunuyoruz.
Sukuk ve benzeri varlığa dayalı finansman modelleri için kurulması gereken ve bankacılık gözetimi – denetimi, Sukuk piyasalarının gelişimi ile para politikası çerçevelerinde yapılması gereken uyarlamalar gibi boyutları da kapsayan, idari altyapıya ilişkin IMF notunu bekliyoruz.
Dünya Bankası Grubu’ndan altyapı projelerinin planlanması ve önceliklendirilmesi ile altyapı projelerinin belirlenmesi ve tasarlanmasına ilişkin yöntemlerin güçlendirilmesine yönelik gönüllülük esasına dayalı bir politika setinin hazırlanmasını talep ediyoruz.
Dünya Bankası Grubu’na, kamu özel işbirliği (KÖİ) işlemlerinde daha fazla şeffaflığı teşvik etmeye dair ülkelerin mevcut çabalarının raporlanmasının yanı sıra, kamuoyunun KÖİ projeleri hakkındaki anlayışının ve farkındalığının artırılmasına gönüllülük esasına dayalı bir çalışma yapması için çağrıda bulunuyoruz.
Güçlendirilmiş müşterek eylem ve pari passu (eşit muamele) hükümlerinin uluslararası kamu borç senetlerinde kullanılmasında ve IMF’nin bu hükümlerin aktif bir şekilde kullanımına yönelik çabalarında sağlanan ilerlemeler hakkında, Fon’un bizi ilgilendirmesini istiyoruz. Bu hususta sağlanan ilerlemeyi, konu üzerindeki anlayış birliğimizi ilerletmek amacıyla ele alacağız.
FSB’nin, IMF, OECD, BIS, IOSCO ve Dünya Bankası’nın da katkılarını alarak, şirketler kesiminin yükümlülük yapısını şekillendiren etkenleri, bunların finansal istikrar yansımalarına odaklanarak inceleyen raporunu Eylül ayında sunmasını ve bu kapsamda Müsteşarlarımız ve Başkan Yardımcılarımıza Haziran ayında bir ara rapor hazırlamasını istiyoruz.
FSB’den, Dünya Bankası ve diğer uluslararası kuruluşlarla birlikte muhabir bankacılıktan çıkışın boyutları ve bunun finansal tabana yayılmaya etkileri ile bunlara karşı alınması gereken politika tedbirlerini değerlendirmesini bekliyoruz.
FSB’den, Ödeme Sistemleri ve Piyasa Alt Yapıları Komitesi (Committee on Payments and Financial Market Infrastructure-CPMI), Uluslararası Menkul Kıymetler Komisyonu (International Organization of Securities Commissions-IOSCO) ve Basel Komitesi (Basel Committee on Banking Supervision-BCBS) ile birlikte çalışarak, sınır ötesi sistemik önemi haiz merkezi karşı taraflara ilişkin düzenleme boşluklarının tanımlanmasına, boşlukların giderilmesine, bunlardan kaynaklanabilecek muhtemel finansal istikrara ilişkin risklerin
ortadan kaldırılmasına ve bu kuruluşların çözümlemelerinin geliştirilmesine yardımcı olacak bir yol haritası geliştirmesini ve Nisan ayında sunmasını bekliyoruz.
OECD’nin ilk olarak 2009 yılında yayınlanmış olan KOBİ’ler ve Vergilendirme raporunun, KOBİ’lerin vergilendirilmesinin günümüz ilkeleri ve idari kararları açısından incelenebilmesi amacıyla güncellenmesini istiyoruz. 2015 yılı içerisinde, Vergi Amaçlarına Yönelik Şeffaflık ve Bilgi Değişimi Küresel Forumu’ndan (Küresel Forum) Vergide Otomatik Bilgi Değişimi hakkında yol haritasına yönelik güncellemeler beklemekteyiz.
Küresel Forum’dan, 2015 yılının ikinci yarısına kadar, üyelerinin Vergi Konularında Karşılıklı İdari Yardımlaşma Sözleşmesi’nin imzalamasına yönelik ilerlemeler hakkında bildirimde bulunmasını istiyoruz. OECD’den, talebe dayalı bilgi değişimi konusunda Küresel Forum standartlarını karşılayamayan ülkelere yönelik hazırlanacak daha sert müeyyideler ve bu adımların uygulanmasına ilişkin yöntemler hakkındaki raporun nihai halini bekliyoruz.
Düşük gelirli gelişmekte olan ülkelerdeki verimli ve etkili vergi teşviki uygulamaları hakkında IMF, Dünya Bankası Grubu, OECD ve Birleşmiş Milletler tarafından bir rapor hazırlanmasını bekliyoruz.
OECD, IMF, BM ve Dünya Bankası Grubu tarafından hazırlanacak ve gelişmekte olan ülkelerin, yarı işlenmiş minerallerin fiyatlandırması ile güvenli limanlara ilişkin olanlar da dâhil olmak üzere, transfer fiyatlandırmalarına ilişkin mukayese edilebilir veri üretmede karşılaştığı zorluklar konusunda kendilerine yardımcı olacak gönüllülük esasına dayalı politika setini bekliyoruz.
Mali Eylem Görev Gücü’nü (Financial Action Task Force – FATF) ve FATF benzeri bölgesel yapıları, terörizmin finansmanı konusuna odaklanmaya, önümüzdeki dönem çalışmalarında işbirliğini geliştirmeye ve terörizmin finansmanı ile kara paranın aklanması noktasında suiistimal edilmeleri riskini azaltmak amacıyla, ödeme sistemlerinin şeffaflığının geliştirilmesine ilişkin rehberler geliştirmeye davet ediyoruz. Bu kapsamda, 2015 yılının Ekim ayında bize gelişmeleri ve terörizmle mücadeleye ilişkin araçların güçlendirilmesine ilişkin tekliflerini sunmalarını bekliyoruz.
İklim Finansmanı Çalışma Grubu’ndan 2014 İlerleme Raporu’nda önerilen çalışma başlıkları ile uyumlu şekilde ve ilgili Uluslararası Kuruluşlar ile işbirliği içerisinde çalışmalarını sürdürmesini ve Nisan toplantımızda bize bilgi vermesini istiyoruz. Paris’te gerçekleştirilecek
- Taraflar Konferansı (COP21)’den olumlu bir sonuç alınmasını bekliyor ve uluslararası finansal kuruluşlardan iklim finansmanında işbirliklerini derinleştirmelerini istiyoruz.