TÜRKÇE

G20 Bakanları ve Merkez Bankası Başkanları Nisan Toplantısı Bildirgesi

Bildirge
– İngilizce Orijinalinin Gayriresmî Tercümesidir –
G20 Bakanlar ve Merkez Bankası Başkanları Toplantısı
16-17 Nisan 2015, Vaşington, ABD

  1. Bazı  büyük  ekonomilerde  ekonomik  aktivitedeki  güçlenmeyi  memnuniyetle karşılıyoruz. Ancak, küresel büyüme ortalama bir hızda devam etmekte ve ülkeler arasında farklılıklar gözlenmektedir. Gelişmiş ülkelerin kısa dönem beklentileri, özellikle avro bölgesi ve Japonya’da, yakın zamanda iyileşirken, ABD ve İngiltere ise sağlam büyüme kaydetmeye devam etmektedir. Bu gelişmeler küresel ölçekte daha güçlü bir toparlanmayı destekleyebilecektir. Yükselen piyasa ekonomilerinin büyüme performansı, Çin ve Hindistan gibi bazı ülkelerde güçlü olmakla birlikte, istikrarsız görünümünü sürdürmektedir. Düşük gelirli gelişmekte olan ülkeler güçlü bir performans sergilemeye devam etmektedir. Küresel ekonomik görünüme yönelik riskler önceki toplantımızdan bu yana daha dengelidir. Ülkeler arasında  farklılıklar  gözlenmekle  birlikte,  daha  düşük  petrol  fiyatlarının  küresel  etkisinin genel olarak olumlu olacağı tahmin edilmektedir. Bununla beraber, döviz kurlarındaki oynaklık, uzun süreli düşük enflasyon, devam eden iç ve dış dengesizlikler, yüksek kamu borcu ve jeopolitik gerilimler gibi önemli zorluklar da mevcudiyetini sürdürmektedir.
  1. Potansiyel büyümeyi ve talebi artırmaya yardımcı olacak makroekonomik politikaların ve yapısal reformların etkili bir şekilde uygulanması vasıtasıyla güveni artırma ve kırılganlıkları azaltmada G20’nin sahip olduğu önemli rolü teyit ediyoruz. Maliye politikalarını, büyümeyi ve istihdam oluşturulmasını desteklemek için kısa vadeli ekonomik koşulları dikkate alarak esnek bir şekilde uygulayacak ve aynı zamanda borcun GSYH’ye oranını sürdürülebilir bir patikaya oturtacağız. Birçok gelişmiş ülkede enflasyon beklentilerini yönetmek ve toparlanmayı desteklemek için genişletici para politikalarına ihtiyaç duyulmaktadır. Farklılaşan para politikası uygulamalarının ve artan finansal piyasa oynaklığının olduğu bir ortamda, politika düzenlemeleri, olumsuz yayılma etkilerini en aza indirmek  için  dikkatli bir  şekilde ayarlanmalı  ve açık  bir  iletişim politikası  izlenmelidir. Oynak ve büyük miktardaki sermaye akımlarından kaynaklanan makroekonomik ve finansal istikrar risklerinden korunmak için; gerekli makroekonomik düzenlemeler, makro-ihtiyati tedbirler ve uygun görülmesi halinde sermaye hareketlerinin yönetimine ilişkin tedbirleri ile desteklenebilir. Bu bağlamda ilgili uluslararası kuruluşların, hem makro-ihtiyati hem de sermaye  hareketlerinin  yönetimi  niteliği  taşıyan  tedbirlere  yönelik  yaklaşımlarına  ilişkin devam eden işbirliğini memnuniyetle karşılıyoruz. Finansal piyasa oynaklığını gözlemlemeye devam edecek ve gerekli önlemleri alacağız. Daha önce vermiş olduğumuz döviz kuruna ilişkin taahhütlerimizi teyit ediyoruz ve korumacılığa karşı duracağız.
  1. Yapısal  reformların,  güçlü,  sürdürülebilir  ve  dengeli  büyümenin  sağlanmasındaki temel rolünü kabul ederek, büyüme stratejilerimizin etkili ve zamanlı bir şekilde uygulanmasına ilişkin taahhüdümüze bağlılığımızı sürdürüyoruz. İstanbul’da anlaşmaya vardığımız    üzere,    uluslararası    kuruluşların    analitik    katkılarıyla    Brisbane    Büyüme Stratejilerinde büyümeye etkisi en fazla olan ana taahhütleri belirleyerek izleme çalışmalarımızı güçlendirdik. Ayrıca, taahhütlerimizin uygulanmasından birbirimizi sorumlu tutacağımız ve büyüme hedefimiz doğrultusunda kaydedilen ilerlemeleri takip edeceğimiz güçlü bir çerçeve geliştirdik. Tüm taahhütlerimizdeki ilerlemeye dair ilk hesap verilebilirlik raporumuzu  Antalya Zirvesi’nde  sunacağız.  Ortak  büyüme  hedefimizi gerçekleştireceğimizden emin olmak için, büyüme stratejilerimizi gözden geçiriyoruz ve gerekmesi halinde onları revize edeceğiz. Çalışmalarımız devam ederken, büyümenin kapsayıcı olmasını sağlamak için de çaba göstereceğiz.
  1. Ülkelerimizde   büyümenin   önemli   bir   itici   gücü   olan   yatırımların   arttırılması yönündeki taahhütlerimizi teyit ediyoruz. Yatırım ortamını iyileştirecek, verimli altyapı yatırımlarını teşvik edecek ve KOBİ’leri de kapsayacak şekilde işletmelerin uzun vadeli finansmana erişimini destekleyecek politikalar aracılığı ile ortak büyüme hedefimizi destekleyecek somut ülke yatırım stratejileri üzerinde çalışıyoruz. Yatırım stratejilerimizin sayısal değerlendirmesini de yapacağız. Yatırım stratejilerini Antalya Zirvesi’ne sunulmak üzere, Eylül ayındaki toplantımıza kadar oluşturacağız. Altyapı yatırımlarını ve özel sektör katılımını daha fazla teşvik etmek için kamu-özel sektör işbirliği modellerine yönelik kapasite geliştirme çalışmalarına, bu modellerin işlerliğinin güçlendirilmesine, çok taraflı ve ulusal kalkınma bankalarının  kaynaklarının  en  uygun  şekilde kullanımının  teşvik  edilmesine ve varlığa dayalı finansman modelleri de dâhil olmak üzere, uygun finansman araçlarının geliştirilmesine devam edeceğiz. Küresel Altyapı Merkezi’nin kuruluşuna ilişkin kaydedilen ilerlemeyi memnuniyetle karşılıyor ve Merkez’in ilk iş planının Eylül ayındaki toplantımızda sunulmasını bekliyoruz.
  1. 2010 Kota ve Yönetim Reformu’nun ilerletilmesinde süregelen gecikmeden ötürü duyduğumuz   derin   hayal   kırıklığı   devam   etmektedir. Bu   reformların IMF’nin itibarı, meşruiyeti ve etkinliği için öneminin farkındayız ve en çabuk şekilde uygulanmalarının en büyük önceliğimiz olmayı sürdürdüğünü  teyit ediyoruz. ABD’yi, 2010 reformlarını mümkün olan en kısa sürede uygulaması için teşvik etmeye devam ediyoruz. 2010 Reformu’nun amaçlarını göz önünde bulundurarak, 14. gözden geçirme ile anlaşılan kota seviyelerine en kısa zamanda ve mümkün olduğunca yakınsayacak ara çözümleri geliştirmesi için IMF İcra Direktörleri  Kurulu’na  çağrıda  bulunuyoruz.  Yeni  kota  formülünü  de  içerecek  15.  kota gözden geçirme çalışmalarında, 14. gözden geçirmeyi temel olarak alacağız. IMF’nin güçlü ve yeterli kaynağa sahip olması ve kota tabanlı yapısının sürdürülmesi konusundaki taahhüdümüze bağlılığımızı yineliyoruz.
  1. Küresel   finansal   sistemin   güçlendirilmesine   olan   bağlılığımızı   yineliyoruz   ve İstanbul’da gerçekleştirdiğimiz son toplantımızdan bu yana olan gelişmeleri memnuniyetle karşılıyoruz. Küresel sistemik önemi haiz bankaların toplam zarar karşılama kapasitelerine yönelik ortak uluslararası standardın, özenli ve kapsamlı bir sayısal etki analizinin ardından Antalya Zirvesi’ne kadar tamamlanması konusunda kararlılığımızı koruyoruz. Merkezi karşı tarafların dayanıklılığı, toparlanması ve çözümlenmesiyle ilgili eksiklikleri tanımlayacak ve gidereceğiz. Uluslararası Sigorta Denetçileri Birliği’ni, küresel sistemik önemi haiz sigorta şirketlerine uygulanacak zarar karşılama yükümlülüklerini Antalya Zirvesi itibarıyla belirlemeye çağırıyoruz. Brisbane’de uzlaştığımız, gölge bankacılığın gözetim ve denetiminin neden oldukları sistemik riskin yapısına uygun bir şekilde güçlendirilmesine ilişkin yol haritasını  uyguluyoruz.  Finansal istikrara  ilişkin  risklerin  uygun  bir  şekilde  gözetim  ve düzenlenmesini gerçekleştirirken, piyasa temelli finansmanın reel ekonominin desteklenmesinde  artan  rolünü  yerine  getirebilmesini  temin  etmek  amacıyla  çalışacağız. Basel Komitesi (Basel Committee on Banking Supervision-BCBS) ve Uluslararası Menkul Kıymetler Komisyonu (International Organization of Securities Commissions-IOSCO)’nun basit, şeffaf ve kıyaslanabilir bir menkul kıymetleştirme yapısının tanımlanmasına yönelik ilkelerini tamamlamaya yönelik çalışmalarına verdiğimiz desteği yineliyoruz. FSB’nin, varlık yönetim faaliyetlerinin oluşturduğu finansal istikrar risklerini gözden geçirmesini bekliyoruz ve   gerektiği   takdirde,   politika   önlemlerini   değerlendireceğiz.   FSB   tarafından,   piyasa suiistimal riski ve muhabir bankacılıktan çıkışa yönelik çalışma planı üzerinde sağlanan mutabakatı memnuniyetle karşılıyoruz. Düzenlemelerin daha etkili olabilmesi adına,  hızlı uygulamanın  gerekli olduğu,  özellikle çözümlemede ve tezgâh-üstü türev ürün  piyasaları reformları alanlarında sınır ötesi işbirliğini geliştireceğiz. St. Petersburg Bildirgesi ile belirlenen çerçevede makul görüldüğü takdirde, ülkeleri, birbirlerinin düzenlemelerini esas almaları yönünde teşvik ediyoruz. Küresel finansal düzenlemelerin daha yaygın bir şekilde kabul edilmesi için, FSB ve diğer uluslararası standart belirleyici kuruluşları, yükselen piyasalar ve gelişmekte olan ülkelerin uygulama ve sınır ötesi konulara ilişkin olanlar da dâhil olmak üzere, karşılaştıkları sorunları çalışma planlarına derç etmeye çağırıyoruz.
  1. Küresel ölçekte adil ve modern bir uluslararası vergi sistemine ulaşmak için harekete geçmeyi taahhüt ediyoruz. Bu bağlamda, G20/OECD Matrah Aşınması ve Kar Kaydırma (BEPS) Eylem Planı’nı 2015 yılında tamamlama yolundayız ve bilgi değişimi ile ilgili taahhütlerimizi yerine getirmek için de çalışıyoruz. Gelişmekte olan ülkelerin uluslararası vergi gündemine katılımını destekleme taahhüdümüzü tekrarlıyoruz. Gerçek Yararlanıcıların Şeffaflığı Konusundaki G20 Üst Düzey İlkeleri’ni etkin bir şekilde uygulamayı da taahhüt ediyoruz.
  1. 2015 yılı küresel kalkınma gündemi açısından çok önemli bir yıldır. Addis Ababa Kalkınmanın Finansmanı Konferansı, 2015 sonrası kalkınma gündemine dair New York Zirvesi ve Paris’teki 21. Taraflar Konferansı’nın (COP21) olumlu sonuçlanmasının önemini vurguluyoruz. İlgili tüm uluslararası finansal kuruluşlara ve uluslararası örgütlere, görev alanları içerisinde, bu  hedefi  destekleyecek  iddialı  planlar  geliştirmeleri  yönünde çağrıda bulunuyoruz. Düşük gelirli ülkeler de dâhil olmak üzere, gelişmekte olan ülkelerin kalkınma gündemlerini gerçekleştirebilmeleri için kolaylaştırıcı bir ortam sağlamayı ve bu ülkelerde gerekli kurumsal kapasitenin oluşturulmasına yardım etmeyi taahhüt ediyoruz.

Ek
G20 Bakanlar ve Merkez Bankası Başkanları Toplantısı
16-17 Nisan 2015
Alınan Raporlar

G20 Bakanlar ve Merkez Bankası Başkanları Toplantısı öncesinde aşağıdaki raporların teslim edilmesini memnuniyetle karşılıyoruz, Nisan 2015:

OECD Genel Sekreterinin G20 Bakanlarına Yönelik Raporu, Nisan 2015.

OECD KOBİ ve Girişimci Finansmanı 2015: Bir OECD Değerlendirme Raporu, Nisan 2015

G20/OECD Uzun Vadeli Yatırım Finansmanı Stratejileri ve Kurumsal Yatırımcılar Kontrol Listesi Raporu, Nisan 2015

Finansal Reformlar – Antalya Zirvesi’ne Yönelik Çalışma Programına İlişkin Gelişmeler, Finansal İstikrar Kurulu Başkanı’nın G20 Bakanları ve Merkez Bankası Başkanlarına Mektubu, Nisan 2015.

Hem Makro-İhtiyati ve Hem de Sermaye Hareketlerinin Yönetimi Niteliği olan Tedbirler: IMF’nin Yaklaşımı, G20 Bakanları ve Merkez Bankası Başkanlarına IMF Raporu, Nisan 2015.

OECD’nin  Makro-İhtiyati  Amaçlar  İçeren  Sermaye  Hareketlerinin  Yönetimi  Tedbirlerine Yaklaşımı, G20 Bakanları ve Merkez Bankası Başkanlarına OECD Raporu, Nisan 2015.

IMF Başkanının IMFC ve G20’ye Yönelik IMF Kota ve Yönetim Reformu – Ara Adımlara İlişkin Çalışma Hakkındaki Mektubu ve Raporu, Nisan 2015

IMF Altyapı Yatırımları için Sukuk Benzeri Varlığa Dayalı Finansman Raporu, Nisan 2015

Atılacak Adımlar

G20/OECD Uzun Vadeli Yatırımların Finansmanı ve Kurumsal Yatırımcılar Üst Düzey İlkeleri konusunda 2015 yılı Mayıs ayında gerçekleştirilecek olan Üst Düzey Yuvarlak Masa Toplantısı’nın tartışma sonuçlarını bekliyoruz.

Mayıs 2015’te düzenlenecek Yatırım ve Altyapı Çalışma Grubu Toplantısı’nın marjında yapılacak olan G20 ve Dünya Bankası Grubu “Singapur Proje Önceliklendirme ve Hazırlama Çalıştayı”nın sonuçlarına ilişkin bir rapor bekliyoruz.

Dünya Bankası Grubu ve diğer çok taraflı kalkınma bankalarından, Haziran 2015’te düzenlenecek KÖİ modeliyle yapılan altyapı projelerinde “Öğrenilen Dersler” konferansında son gelişmeleri tartışmalarını ve çıktılarını Eylül ayındaki toplantımızda bize raporlamalarını istiyoruz.

IMF’nin “Kamu Yatırımlarının Daha Verimli Hale Getirilmesi” çalışmasının sonuçlarının Mayıs 2015’te hazır olmasını bekliyoruz.

İstanbul’da gerçekleştirilen G20/OECD Kurumsal Yönetim Forumu’nun çıktıları doğrultusunda revize edilen Kurumsal Yönetim İlkeleri’nin ve bu ilkelerin KOBİ’lere uygulanması için hazırlanan raporun Eylül ayındaki toplantımıza sunulmasını bekliyoruz.

OECD’den diğer uluslararası kuruluşlar ile birlikte, Eylül ayındaki toplantımıza kadar KOBİ finansmanı için gönüllülük esasına dayanan üst düzey ilkeler geliştirmesini istiyoruz.

Dünya Bankası Grubu ve İslam Kalkınma Bankası Grubu’ndan Eylül ayındaki toplantımız için, KOBİ finansmanı da dâhil olmak üzere, İslami Finansmanın kullanılmasına yönelik bir rapor hazırlamasını istiyoruz.

Ülke yatırım stratejilerinde ilerleme kaydedilmesini ve OECD ile diğer uluslararası kuruluşların yatırım stratejilerini analiz ederek toplulaştırılmış bir iddia ortaya koyma konusunda bize yardımcı olmalarını bekliyoruz.

Sürdürülebilir büyüme ve istihdam sağlamada lokomotif olma potansiyellerini daha iyi yerine getirebilmeleri için KOBİ’lere danışmanlık, teknik bilgi ve e-bilgi sunma amacıyla kurulacak olan Dünya KOBİ Vakfı’nın bir sonraki toplantımızda çalışma planını sunmasını bekliyoruz.

İlgili uluslararası kuruluşların, hem makro ihtiyati hem de sermaye hareketlerinin yönetimi niteliği  taşıyan  tedbirlere  ilişkin  yaklaşımlarına  yönelik  işbirlikleri  ile  ilgili  gelişmeler hakkında Eylül ayında bizleri bilgilendirmelerini bekliyoruz.

FSB’den merkezi karşı tarafların dayanıklılığı, toparlanmasına ilişkin planları ve çözümlenmesinin geliştirilmesine yönelik koordine etmiş oldukları çalışma planına ilişkin gelişmeleri Eylül ayında bizlere raporlamasını bekliyoruz.

Düşük gelirli gelişmekte olan ülkelerin kalkınma çabalarını destekleme konusundaki taahhüdümüz  doğrultusunda  Dünya  Bankası  Grubuna,  diğer  uluslararası  kuruluşlar  ile işbirliği halinde, bu ülkelere dönük kurumsal kapasite geliştirme çalışmalarını arttırması için çağrıda bulunuyoruz.

İklim finansmanı konusunda devam eden görüşmelerimizin önemine binaen, uluslararası kuruluşların katkılarıyla İklim Finansmanı Çalışma Grubu’nun bu yıl için belirlemiş olduğu alanlarda olumlu sonuçlara ulaşmak için çalışacağız. Çalışma Grubu’ndan bu yılki çalışmalarını tamamlayıp Eylül ayındaki toplantımızda bize raporlama yapmasını istiyoruz.

Finansal İstikrar Kurulu’ndan kamu ve özel sektör kesimini de dâhil ederek, finansal sektörün iklim ile ilgili konuları nasıl ele alabileceğini gözden geçirmesini istiyoruz.